Ana Sayfa Aile Kolektif kimlik krizi yaşayan ailenizin 3 ince işareti

Kolektif kimlik krizi yaşayan ailenizin 3 ince işareti

1130
0

Aile yemekleri lezzetini kaybettiğinde

Büyükannenin tüm aileyi masa etrafında toplayan mantılar hazırladığı o pazar günlerini hatırlıyor musunuz? Sohbetlerin nesiller arasında doğal bir şekilde aktığı, sadece yemek değil, aynı zamanda hikayelerin, değerlerin ve geleneklerin de paylaşıldığı o anları.

Bugün bir şeyler değişti. Aile yemekleri daha kısa, daha sessiz hale geldi. Telefonlar bakışların ve sohbetlerin yerini aldı. Geleneksel yemeklerin yerini hızlı veya sipariş edilen yemekler aldı. Bu sadece yemek meselesi değil, daha derin bir belirtinin göstergesi.

Geçen hafta, Yılmaz ailesinde, pazar öğle yemeği bir saatten az sürdü. Çocuklar hızla ekranlarına geri döndü, yetişkinler sadece birkaç sıradan sohbet ettiler. Kimse büyükbabanın bu sefer hikaye anlatmadığını fark etmedi. Bu küçük değişiklikler, kolektif kimliğimizin aktarımındaki bir kırılmayı ortaya koyuyor.

Kutlamalar formaliteye dönüştüğünde

Bayramlar ve kutlamalar aile kimliğimizin ruhudur. Bayram, düğünler, doğumlar – birlikte ne olduğumuzu kutlamak için bir araya geldiğimiz bu anlar.

Kimlik krizinin ikinci belirtisi, bu kutlamaların basit sosyal yükümlülüklere dönüşmesiyle ortaya çıkar. Gitmemiz gerektiği için gideriz, hediyeler geleneksel olarak verilir, sosyal medya için fotoğraflar çekilir ama gerçek duygu kaybolur.

Kaya ailesi yakın zamanda oğullarının düğünü için bir parti düzenledi. Modern standartlara göre her şey mükemmeldi – şık dekorasyonlar, rafine menü, trend müzik listesi. Yine de bir şeyler eksikti. Geleneksel danslar kısaltıldı, ritüeller basitleştirildi. Kimse büyükanne ve büyükbabaların ezbere bildiği şarkıları söylemedi. Bu bilinçli bir reddetme değil, daha çok bizi tanımlayan şeylerin yavaş yavaş unutulmasıydı.

Dilimiz nesiller arasında kaybolduğunda

Üçüncü işaret, belki de en ince ama en açıklayıcı olanı, dilimizle ilgilidir. Sadece kullandığımız kelimeler değil, aynı zamanda deyimler, atasözleri, büyüklere hitap etme şekilleri, hikayelerimizi anlatma biçimleri.

Çocuklar büyükanne ve büyükbabalarının kullandığı deyimleri artık anlamadıklarında, başka bir dilde iletişim kurmayı tercih ettiklerinde, atasözlerinin onlar için bir anlamı kalmadığında, bütün bir dünya görüşü yavaşça silinir.

Bu bir suçlama veya kör bir nostalji meselesi değil. Bu küçük değişimlerin aramızda uçurumlara dönüşmeden önce farkına varmaya davet. Aile kimliğimiz bir bahçe gibidir – düzenli ilgi olmadan, en güzel bitkiler bile fark etmeden solabilir.

OKU :  Aile bizi tükettiğinde, önce ne yapmalı?

Bu işaretleri tanımak, ailemizin doğal evrimi ile nesillerdir gücümüzü ve benzersizliğimizi oluşturan şeylerin korunması arasında dengeyi yeniden bulmak için ilk adımdır.

5/5 - (292 votes)

Genç ve bağımsız bir medya olarak, BG-TÜRK Haber Ajansı yardımınıza ihtiyacı var. Bizi takip ederek ve Google Haberler ! de yer imlerine ekleyerek bize destek olun. Desteğiniz için teşekkür ederiz!

Bizi Google Haberler de takip edin !