Hızla değişen bir dünyada, aile geleneklerimiz bazen tehdit altında görünüyor. Büyükanne, büyükbaba, ebeveynler ve çocukların tüten bir çay etrafında bir araya geldiği bu değerli anlar giderek daha nadir hale geliyor. Oysa bu anlar, kolektif kimliğimizin tam kalbini oluşturuyor.
Büyükannemin evindeki pazar yemekleri hafızama kazınmış durumda. Cızırdayan köftenin kokusu, patlayan kahkahalar, dedemin anlattığı hikayeler… Bu anılar aile mirasımın özünü oluşturuyor.
Aile bağlarımız neden zayıflıyor?
Modernleşme günlük yaşantımızı değiştirdi. Ekranlar sohbetlerin, mesajlar ziyaretlerin yerini aldı. Çocuklarımız atalarının hikayelerinden çok çizgi film karakterlerini tanıyor.
Şehir yaşamının çılgın ritmi, bizi bağlantı kurmak yerine verimliliği tercih etmeye itiyor. Paylaşılan yemekler, bireysel olarak alınan hızlı atıştırmalıklara dönüşüyor. Derin sohbetler yüzeysel değiş tokuşlara dönüşüyor.
Kuzenim Mehmet yakın zamanda bana 10 yaşındaki kızının büyükannesiyle sarma hazırlamaya katılmak yerine tabletinde oynamayı tercih ettiğini anlatıyordu. Sonsuza dek kaybolma riski taşıyan bir aktarım.
Aile anlarının zenginliğini yeniden keşfetmek
Ancak, ata değerlerimiz bugün hiç olmadığı kadar önemli. Bireyselci bir dünyada, ailenin koşulsuz desteği paha biçilmez bir hazine temsil ediyor.
Araştırmalar, kuşaklararası bağların güçlü olduğu bir ortamda büyüyen çocukların daha iyi bir özgüven geliştirdiklerini gösteriyor. Onlar hayatın zorluklarına karşı koruyucu bir aidiyet duygusu kazanıyorlar.
Büyüklerimiz hiçbir üniversitenin öğretemeyeceği bir bilgeliğe sahipler. Onlarca yıllık deneyimle şekillenmiş tavsiyeleri, günlük yaşamımızda değerli pusula görevi görüyor.
Aile alevini nasıl yeniden canlandırabiliriz?
Basit hareketlerle başlayalım. Telefonların olmadığı bir aile yemeğine adanmış haftada bir gün belirleyelim. Tüm nesilleri bir araya getiren ritüeller yaratalım.
Çocuklarımızı geleneksel tarifleri bizimle pişirmeye davet edelim. Ebeveynlerimizden çocukluklarını anlatmalarını isteyelim. Görünüşte önemsiz olan bu anlar, zamanın sınavına dayanan bağlar örer.
Aile dayanışması modası geçmiş bir kavram değil, yaşamsal bir güçtür. Bizi tarihimize demirlerken geleceğe karşı koymak için bize kanatlar verir.
Korunması gereken bir hazine
Aile mirasımız sürekli bakım gerektiren bir bahçe gibidir. Dikkat olmadan, en güzel çiçekler solar. Sevgi ve sebatla, çiçekler açar ve meyve verir.
Büyüklere saygı, koşulsuz yardımlaşma, bayramlarda paylaşılan neşe… Bu değerler en büyük zenginliğimizi oluşturur. Sevilmeyi ve gururla aktarılmayı hak ediyorlar.
Bu değişen dünyada, özün sadık kalalım. Çünkü aile sadece geçmişimiz değil, bugünümüz ve geleceğimizdir. Nesilden nesile hayatlarımızı inşa ettiğimiz temeldir.
Genç ve bağımsız bir medya olarak, BG-TÜRK Haber Ajansı yardımınıza ihtiyacı var. Bizi takip ederek ve Google Haberler ! de yer imlerine ekleyerek bize destek olun. Desteğiniz için teşekkür ederiz!
